SİGARA BAĞIMLILIĞI

SİGARA BAĞIMLILIĞI

SİGARA BAĞIMLILIĞI

21.12.2022 98

 

 

SİGARA BAĞIMLILIĞI

1-     Tanım ve Tarihçesi 
İnsanlık tarihinin en eski ve yaygın alışkanlığı olan tütün kullanımı, çağımızın en büyük toplumsal sorunlarından birini oluşturmaktadır. Tütün tutsaklığının her geçen gün daha da yaygınlaşarak özellikle genç kuşakları etkilemekte olduğu görülmektedir. 
Sigara, bütün bitkisinin (nicotina tabacum) kurutulmuş olan yapraklarından hazırlanır. Tütün puro, enfiye, ve hatta çiğneme şeklinde kullanıldığı gibi, pipo ile de içilebilmektedir. 
Tütünün anayurdu Amerika'dır. Avrupa'ya tütünü getiren Chiristopher Colombu (1492)'dur. Avrupa'ya getirilen tütün, Fransızların Portekizde bulunan büyük elçisi Jean Nicot tarafından 1560 yılında Paris'e taşınarak kraliçeye katdim edilmiş ve saray bahçesine dikilmesi sağlanmıştır. Tütünün içindeki en önemli zehirli madde olan NİCOTİN, elçinin isminden gelmektedir. 
Tütün keyif verici ve tedavi edici özelliğinin yanısıra büyük yangınlara sebep olması ve kötü kokusu sebebiyle kralların, din adamlarının tepkisine neden olmuş ve zaman zaman yasaklar konmuştur. İngiltere'de, İtalya'da, Japonya'da ve Rusya'da tütün kullananlara ölüm cezasına kadar varan kanunlar çıkartılmıştır. Önemli bir ticaret unsuru olması ve alışkanlık yapması sebebiyle bu kısıtlamalar gücünü gösterememiştir. 
Tütün ilk kez Osmanlı'ya 17.yy.'da Venedikli ve Genovalı denizciler tarafından İstanbul limanına getirilmiş ve Osmanlı da kullanılmaya başlanılmıştır. Osmanlıya gelişini Katip Çelebi Seyahatnamesinde anlatmıştır. Tütün içenlerin sebep olduğu büyük yangınlar nedeniyle IV. Murat ölüm cezasına kadar varan ağır yasaklamalar getirmişse de devleti yönetenlerin de tütün alışkanlığına tutulmuş olması, bu tip önlemlerin yürümesini engellemiştir. 
Osmanlı da tütün üretimi ilk kez Batı Trakya'daki Yenice, İskeçe ve Kavala kentlerinde oluşmuştur. Kurtuluş savaşından hemen sonra 1924 yılında "Ulusal Tekel" kurulmuştur. Artan sigara ihtiyacı karşısında, devlet tütün üretimini desteklemiş ve ülkede sigara fabrikalarının sayısı artırılmıştır. 
Ülkemizde, tütün tanımı ve sanayiinde çalışan başka bir deyimle; geçimini tütünden kazanan 3 milyon kişi vardır. Gönül ister ki, ülkemiz tütün yetiştiren ve satan ülke olmasın. Tütün yetiştiren tarlalarımızda, insanlara zarar getirmeyen başka ürünler yeşersin.



2. Sigara Bağımlılığı ve Nedenleri
Sigara bağımlılığına neden olan kimyasal madde nikotindir. Nikotin bağımlılığı tıbbi açıdan eroin, alkol ve kokain bağımlılığına benzerlik göstermektedir. Tiryaki olan bir insanın sigarayı bırakması eroin bağımlısının eroini bırakması kadar zordur. 
Sigaradan ilk nefesin çekilmesi ile nikotin, birkaç saniyede beyine ulaşarak bazı merkezleri uyarmak suretiyle etkisini gösterir. Buna bağlı olarak, bağımsızların ilk nefesden sonra bir rahatlama, endişe ve sıkıntıların hafiflemesi ve zihnin daha hızlı çalışması gibi algıları olur. Ancak bu durum tahmin edinilenin aksine sigaranın yarattığı bir rahatlama olmayıp, çoğu kez yoksunluk hisseden kişinin vücudunun aradığı maddeye kavuşması ile duyduğu iyilik hissidir. Diğer taraftan, nikotin alımının kesilmesinden sonra ilk 24 saat içinde sigara için dayanılmaz bir istek, huzursuzluk, kızgınlık, endişe, dikkati toplama zorluğu, kalp hızının azalması, iştahın artması gibi bulgular ortaya çıktığı bilinmektedir. Başka bir deyişle nikotin eksikliği bağımlılarda yoksunluk bulguları olarak bilinen somut belirtilerin görülmesine neden olur. Bütün bu nedenlerden dolayı, sigara bağımlılığı Dünya Sağlık Örgütü tarafından artık ilaç ve madde bağımlılığına benzer bir hastalık olarak kabul edilmektedir. 
Sigara bireyin günlük yaşamda karşılaştığı sorunlardan doğan kaygıyı azaltarak bir an için onu sıkıntı ve gerginlikten kurtarır. Ve bu durumda sigara bir sığınak halini alır. Paketten sigara çıkarmak, dudağa yerleştirmek, yakmak, içine çekmek, külü silkelemek, söndürmek ya da yere atmak kişisel özelliklerin de yansıdığı bir davranış biçimini oluşturur. Bu davranışın sık sık yenilenmesi kaygı ve sıkıntıdan kaçış için ufak çapta bir tören niteliği kazanır. 
Gençlik çağının ruhsal ve toplumsal özelliklerinin gencin sigaraya başlamasında ve bu alışkanlığını sürdürmesinde önemli bir etken olduğu görülmektedir. Gençlik çağında sigaraya başlama nedenleri, hemen hemen her araştırmacının ortaya koyduğu nedenler birbirleriyle eş değer olmuştur. Sigaraya başlama nedenleri; toplumdan kaçma eğilimi, kaygı, sıkıntı, arkadaş etkisi, merak, taklit, özenti, özdeşleşme, sınırsız özerklik, otoriteye başkaldırma, güvensizlik, yetersizlik, karşı cinsle ilişki kurmak, sorumluluktan kaçma şeklinde sıralamak mümkündür. 
Yine başka bir kaynak da sigaraya başlama nedenlerini şöyle sıralamaktadır:
1- sıkıntı
2- Sigaranın arkadaş yerini tutması,
3- Anne ve baba zıtlaşması,
4- Öfke ve büyüklere direnme,
5- Gösteriş, büyük görünme isteği,
6- Arkadaşların ısrarına hayır diyememe (sigara kötü arkadaştan iyidir değil, kötü arkadaştan daha kötüdür.)
7- Eğlence aracı olması,
8- Kendine güven sağlamak için. 
Gençle özdeşleşme döneminde büyüklere benzemek, onlar gibi davranmak eğilimiyle sigara içmektedirler. Arkadaşları arasında üstünlük kurma, kendini kanıtlama, kendini kabul ettirme gibi onlara doyum sağlayan bu özentinin neye malolacağının bilincinde değiller. Anne-babanın sigara içip içmemesi de bu alışkanlığın yerleşmesinde önemli bir unsurdur. Yapılan araştırmalar sigara içen anne-babaların çocuklarında bu alışkanlığın daha fazla yerleştiğini göstermiştir. 
Ülkemizde yapılan incelemeler sigara tüketiminin büyük bir hızla arttığını, sigara içenlerin yaş ortalamasının gittikçe düştüğünü ortaya koymaktadır. Ülkemizde orta öğrenim düzeyinde öğrenciler arasında yapılan araştırmada, sigaraya başlama nedenleri çokluk sırasına göre sorunlar, dertler, sıkıntılar, arkadaşların etkisi, özenme, zevk için, büyüdüğü ispat etmek için, gösteriş için, arkadaş toplantılarının etkisi ile, merak ve nihayet baskıya tepki şeklinde tespit edilmiştir. Türkiye'de sigara içme tutkusu üzerinde yapılan araştırmalarda, alışkanlık öğrencilik dönemlerinde başlamakta ve %25'e kadar çıkmaktadır. Bu oran üniversite döneminde %40'a varabilmektedir. 
Liseyi yeni bitirip köyünden, kabasından veya küçük bir kentten büyük kentlere üniversite okumaya gelen öğrenciler ilk zamanlarda büyük uyum problemleri ile karşılaşmaktadırlar. Bir çokları bu sorunlarının üstesinden gelebilmek veya yeni çevreye uyum sağlamada kendisini daha rahat hissedeceğini düşündüğü sigaraya alışmaktadırlar. 
Çivi ve Şahin (1991), Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin sigara konusundaki Bilgi-Tutum ve Davranışlarını ölçtüğü araştırmada; sigaraya başlana nedenleri incelendiğinde %37.6'sı sıkıntıyı gidermek, %31'i arkadaş etkisi, %13.7'si merak sonucu, %76'sı sosyal ortama uymak, diğerleri zevk alma, toplum kurallarına karşı çıkma, aile büyüklerine özenti ve zorlu ekonomik nedenler tespit edilmiştir. Sigara içen ve içmeyenler de baba meslekleri ise şöyle sıralanmaktadır: Sigara içenlerde baba mesleği %30.5 memur, %25.6 emekli, % 25.6 serbest meslek, %11.0 çiftçi, %7.3 işçidir. Sigara içmeyenlerde aynı meslekler sıra ile, %35.4 memur, %21.0 emekli, %24.4 serbest meslek, %17.8 çiftçi ve işçidir. İki grup arasında baba meslekleri farklı değildir. Fakat sigara içme ile ailenin aylık geliri arasında doğrusal bir ilişki bulunmuştur. 
Yine sigara içen 164 öğrenciden sigaraya başlama nedenleri %38.5 arkadaş etkisi, %27.0 merak, %19.2 sıkıntı gidermek olarak belirlenmiştir. Bu grupta sigaraya başlama yaş ortalaması 17.8'dir. 
Yazgan – İnanç, gençlerin sigara içme davranışlarını belirleyen sosyal ve psikolojik bazı psikolojik faktörler olduğunu belirterek, gencin ailesinin sosyo-ekonomik düzeyi, kişilik özellikleri, anne ve babanın sigara içmesi ve kitle iletişim araçları (medya) gibi faktörlerin bireylerin sigara içme eğilimini güçlendirdiğini; yine okul ortamı ile ilgili çok sayıda değişkenin gencin arkadaşlarının sigara içmeyle ilgili değer yargılarıyla karşı tutumlarının gençlerin sigaraya başlama veya sigara içmeyi sürdürmelerine doğrudan etki eden faktörler olduğunu belirtmektedir. 
3. Sigaranın Yol Açtığı Fizyolojik ve Psikolojik Sorunlar (Etkiler)
Sigara ve sigara dumanı çok miktarda ve değişik özellikte zararlı maddeler içermektedir. Yapılan araştırmalar sigara dumanında 4.000'den fazla zararlı madde bulunduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu zehirli maddeler, tek bir sigara mevcut olan miktarı bir defa insan vücuduna doğrudan zerk edildiğinde ölüme neden olacak güçtedir. 
Sigara dumanında bulunan zararlı maddeler ve etkileri tabloda verilmiştir. 

Sigara Dumanında Bulunan Zararlı Maddeler
MADDE ETKİSİ
TANECİK HALİNDE BULUNANLAR 
Aromatik Hidrokarbonlar Kanser Yapıcı 
Nikotin  Sinir Sistemi
Fenol Kanser Yapıcı
Krezol Kanser Yapıcı
Beta – Naftilamin Kanser Yapıcı
N – Nitrozonornikotin Kanser Yapıcı
Benzopiren Kanser Yapıcı
Metaller (Nikel, Arsenik, Polonium 201) Kanser Yapıcı
İndol Kanser Yapıcı
Karbazol Kanser Yapıcı
Katesol Kanser Yapıcı
GAZ HALİNDE BULUNANLAR 
Karbonmonoksit  Oksijen kullanımı 
Hidrosiyanik Asit Silia Hareketlerini Bozar
Asetaldehit Silia Hareketlerini Bozar
Akrolein Silia Hareketlerini Bozar
Amonyak Silia Hareketlerini Bozar
Formaldehit Silia Hareketlerini Bozar
Nitrojenoksitler Silia Hareketlerini Bozar
Nitrozaminler Kanser Yapıcı
Hidrazin Kanser Yapıcı
Vinil klorür Kanser Yapıcı
Sigara ile akciğer kanseri ile arasındaki ilişki bir çok kilinik deneyler sonucu kesinlik kazanmıştır. Akciğer kanserinden olan ölümlerin %80'i sigaradan oluşmaktadır. Akciğer kanseri %75.9 oranında erkeklerde ve %75 oranında da 50-60 yaşları arasında görülmektedir. Sigara içenlerde ağız içi kanserleri 3-30 kat, diş eti kanserleri 5-14 kat, dil kanserleri 4-33 kat, bademcik kanserleri 7-11 kat, gırtlak kanserleri ise 16 kat daha fazla görülmektedir. Gırtlak kanserlerinin %84'ü sigara içimiyle ilişkilidir. Sigara içenlerde iki misli daha fazla ölümcül prostat kanseri görülmektedir. Sigara içenlerde lösemiler 1.5 kat daha fazladır. Yemek borusu kanserlerinde esas neden sigara içimidir. Mesane kanserine yakalanma riski sigara içmeyenlere oranla 2-3 misli daha fazladır. Yine pankreas kanserleri de sigara içenlerde 2 misli daha fazla görülmektedir. Böbrek kanserleri ise değişik çalışmalar ile 5 misline varan oranlarda daha sıktır. Genç kadınlarda rahim ağzı kanserlerinin görülme sıklığı sigara içimiyle yakın ilişkili olup 17 kat daha fazladır. Kronik akciğer hastalıklarının yine %80-90'ı sigaradan oluşmaktadır. Kronik bronşit amfizem gibi hastalıklardan olan ölümler sigara içmeyenlere göre 2.2-24 kat daha fazladır. Kronik bronşit, amfizem 40-59 yaşları arasındaki erkeklerde %17-71 olarak bulunmuştur. Bunların çoğu sigara içen, ekonomik düzeyi düşük olan bireylerdir. Sigara içiminin damar hastalıkları ve beyinde felçlere neden olacak kanama ve damarlarda pıhtı gelişimine de yol açtığı çok iyi bilinmektedir. 
Sigara ve ülser arasındaki ilişki 50 yılı aşkın bilinmektedir. Sigara içenlerde, içmeyenlere göre yaklaşık 2 misli fazla oranda mide ve 12 parmak bağırsağı ülseri görülebilmektedir. Kalp-damar hastalıklarının da en önemli ve korunabilir olan risk faktörü sigaradır. 
Sigaranın tek başına kalp hastalıklarının %30'undan, kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin %33'ünden, bütün damar sertliği hastalıklarının %33'ünden sorumlu olduğu düşünülmektedir. Sigara içenlerde ani ölüm riskinin ortalama 5-6 kat arttığı saptanmıştır. Sigara içiminin anne ve bebekteki zararlı etkilerinin yanı sıra kısırlığa ve erken menapoza (adetten kesilme) yol açtığı görülmüştür.
Sigara içen hamile kadınlarda içmeyenlere göre düşük (abortus) sıklığının iki kat arttığı bildirilmiştir. Prematür (erken doğum) sıklığında artma ve sigara içen annelerin, içmeyenlere göre ortalama 200 gr. daha düşük doğum ağırlığı olduğu görülmüştür. Sigara içen annenin çocuklarında zeka düzeylerinde (IQ skoru) azalma ve okuma güçlüğü görülmesinde artma, minimal beyin disfonksiyonu görülmüştür. 
Sigaranın sebep olduğu hastalıkları şu şekilde sıralayabiliriz. 
I. Kanser :
a) Akciğer Kanserleri :
b) Ağız ve Larenx (gırtlak) Kanserleri
c) Pankreas, Böbrek, İdrar Yolları Kanserleri 
sigara içmeyenlere göre içenlerde daha fazladır.
II. Kalp ve damar hastalıkları
a) Kroner Hastalığı
b) Hareketle Göğse Ağrılar Girer
c) Bacak Arterleri Hastalığı
%95 sigara içenlerde görülür.
III. Bronşit ve amfizem
IV. Mide ve duedeneum ülseri
V . Enfeksiyona yakalanma sigara içenlerde çok olur
VI. Akciğer tüberkülozunu alevlendirir.
VII. Cilt üzerinde fena tesir yaparak cildin vaktinden evvel buruşukluğuna yol açar.
VIII. Hamile kadınların, düşük yaptığı, doğuracağı çocuğun beslenemeyip zayıf olduğu, anormallikler tespit edilmiştir.
Sigaranın fizyolojik ve psikolojik etkileri olduğu gibi ekonomik etkileri de olmaktadır. Sigara içen bir kişi aylık ve yıllık olarak ne kadar mali külfete girdiğini birlikte görelim. 25 paket sigaranın ortalama fiyatı 229.000 TL'dir. Günde 1 paket içen bir kişi ayda sigaraya verdiği para 6.870.000.TL'dir. Bu da yılda 82.440.000.TL yapar. Bu sigarayı 30 yıl içtiğini düşünürsek 2.473.200.000.TL eder. Bu kısa hesap sonucunda bir kişinin sigaraya verdiği bu paralar yerine daha başka neler yapabileceğini siz düşünün?...
4. Tedavi ve Tedbirler (Önlemler)
Sigaraya başlama nedenlerinden hareket ederek; daha ortaokul yıllarında öğrencilerin arkadaşlarıyla veya genelde insanlarda sağlıklı ilişkiler kurabilmelerinde, bireysel, ailesel, sosyal ve eğitimsel sorunların çözümüne yardımcı olmak önemli görülmektedir. Sigara kullanma alışkanlığı kazanmış olan öğrencilerin (bireylerin) bu alışkanlıklarını bırakmalarına yardım etmek önemlidir ve bu amaçla sigara bıraktırma programları da hazırlanmaktadır. Ancak bundan daha önemli olan, öğrencilerin bu tür alışkanlıkları kazanmalarını önlemek olmalıdır. Bu durum okullarda Psik Dan. ve Rehb. hizmetlerinin yaygınlaştırılarak zamanında ve gereği gibi sunulması zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Psik. Danışma ve Rehb. hizmetleri çerçevesinde "hayır" demeyi öğretmek, öğrencileri sportif etkinliklere yöneltmek, onların iletişim becerileri ile sosyal destek sistemlerini geliştirmelerine yardım etmek önemli görülmektedir. 
Yine ergenlerin kendilerini akranlarına kabul ettirmede daha sağlıklı yollar bulabilmeleri için kendilerini, gizli güçlerini tanınmaları doğrultusundaki çabalarına ağırlık verilmesi halinde bağımlılık yapan maddelerin kullanımı en aza indirgenebilir. 
Sigara bağımlılığına karşı alınabilecek tedbirlerden birisi de her salgın hastalıkta olduğu gibi etkenine yönelik tedbirleri bir an önce almak ve bunu uygulamaktır.
Ülkemizde son 30 yıldır kişi başına düşen yıllık sigara tüketimi %25 artmasına karşın güçlü bir sigara karşıtı hareket bulunmamaktadır. Bir tiryakiye sigarayı bıraktırmak onun sigaraya bağlı olarak oluşacak hastalıklarını tedavi etmekten çok daha kolay, çok daha etkili, çok daha ucuz ve çok daha yüz güldürücüdür. Şüphesiz sigara karşıtı bir programın toplumun çeşitli kesimlerini içine alacak şekilde, hem devlet, hem kuruluş ve dernekler ve hem de basın-yayın, tv-radyo gibi güçlü kitle iletişim organlarıyla birlikte uygulanması gerekmektedir. Temel hedefi sigarayla ilişkili hastalıkları ve bunların yol açtığı erken ölümleri en aza indirmek olacak bir programın uygulanmasıyla binlerce insanın hastalık ve ölümlerden acı çekmesi önleneceği gibi, bu hastalık ve ölümlerin yol açtığı sağlık harcamaları, iş gücü ve üretim kaybıyla oluşan ekonomik zararlardan da toplum kurtulmuş olacaktır. 
Bu konuda Sigara İçmeyenler Derneği de (SİD) fabrikalarda, okullarda, kışlalarda ve tv-radyo programlarında konuşarak çalışmalarını sürdürmektedir. 
Sigara alışkanlığı ve bağımlılığından kurtulmak, bu konuda kesin ve içten karar almakla gerçekleşebilir. Uygulamada önce sigaranın ne amaçla içildiği, hangi durumlarda daha çok gereksinim duyulduğu saptanmalı, olanaklar elverdiğince bunlardan uzak durulmaya çalışılmalıdır. 
Sigaraya gerek duyulduğunda onun yerine, şeker, leblebi vb. yenmeli ya da su, meyve suyu içilmelidir. Ayrıca elde zincir, anahtar vb. oynamak da sigara isteğini azaltabilir. Sigara içenlerin yanında uzun süre kalmamalı, açık havada yürüyüş ve solunum açacak hareketler yapılmalı, beden eğitimi ve spora önem verilmelidir. Sık sık çok az ve hafif yiyecekler, sulu besinler almalı, yemeklerden sonra 5-10dk dinlenip, 5-10dk yürümelidir. Sigara bağımlısı olanlar için günün en zor zamanı akşamlardır. Akşamları ağır yemekten ve içkiden, kahveden kaçmalı, yemekten sonra bir süre televizyon izlemeye son verilmeli, yatana kadar oyalanacak ilgi çeken uğraşılar bulmalıdırlar. Böyle bir uygulamanın yaklaşık bir hafta on beş gün sürmesi, çoğunlukla sigara alışkanlığının sonu olabilir. Sigarayı bırakmış olmanın vermiş olduğu güvenlik duygusu bir daha başlamamanın en sağlam güvencesidir. 
Yapılan araştırmalar sigara içen bir kişiyi bırakmaya iten nedenleri şu şekilde sıralamaktadır.
A- Fiyatın pahalı gelmesi
B- Sigaranın zararları hakkındaki yayınlar
C- Aile ve iş ortamında bırakmaya teşvik, ayıplama
D- Kapalı yerlerde, iş ortamında sigara içiminin yasaklanması
E- Sigaraya bağlı bir hastalığın ortaya çıkması
Sigarayı bırakma yolları ise şu şekilde sıralanmaktadır.
Aniden bırakma
Azaltarak bırakma
Hipnoz
Düşük nikotinli sigara
Nikotinli sakız
Özel sigara filtreleri
Psikolojik tedavi 
Sigarayı bıraktıktan sonra en tehlikeli dönem 2-3 aydır. Çünkü sigarayı bırakanların %88'i ilk 58 gün içinde yeniden içmeye başlamaktadır. Bu süre içinde uyulduğunda çok yardımcı olabilecek bazı önemli kurallar şu şekilde sıralanabilir. 
- Sigarayı hatırlatan ortamlardan ve durumlardan kaçınmak,
- Sigara, kibrit ve çakmakları el altından uzaklaştırmak,
- Çay veya kahve ile sigara içenler için bu alışkanlıklarının değişimini sağlamak, örneğin; çay yerine meyve suyu veya ıhlamur içmek vb.,
- Sigara içenlerden uzak durmak,
- Egzersize başlamak (yürüyüş, bisiklete binmek vb.)
- Alkolden uzak durmak, çünkü alkol sigara arzusunu artırır,
- Kendinize veya ailenize sigaraya harcamadığınız parayla hediye almak,
- Kendinize yeni meşguliyetler arayın.
- Sigarayı bırakınca sizi rahatsız edecek bazı durumlar ortaya çıkabilir.
İnsanların sigaraya başlama ve sürdürme nedenleri çok farklıdır. Başka bir deyişle her sigara içicisinin sigara içme davranışı ile ilgili dinamikleri farklıdır. O nedenle sigara içenlerin bazıları sağlık gibi gerekçelerle sigara içmeyi bırakmak isterken, bazıları klinikte bir program aracılığı ile, bir diğer kısmı da hiçbir yardım olmadan kendi istekleri ile sigara içmeyi bırakırlar.
Bireysel olarak girişilen sigara bırakma çabalarının en yaygın olanları birdenbire, azaltarak, iddiaya girerek bırakmadır. Bu çabaların bazı kişilerde işe yaradığı da bilinir. Marlett, Curry ve Gordon (1988) bu yolu yardımsız sigara içmeyi bırakma biçiminde adlandırmakta ve önemli bir yol olarak ele almaktadır.
Sigarayı bırakmak için en fazla başvurulan yollardan biri profesyonel yardım almadır. Bu tür yardımlar çok farklı biçimlerde olabilmektedir: Örneğin;
- Öğretmeye ve koşullandırmaya dayalı yöntemler,
- İlaç temelli ve tıbba dayalı programlar,
- Hipnoz,
- Akapunktur,
- Çevresel uyarıcıları sınırlandırarak yapılan terapiler,
- Hayali senaryolar yazmaya dayalı terapiler
bu yollardan bazılarıdır.
Ayrıca bireyin kendisi ile çalışmasını gerektiren yazılı dökümanlar sunmak, sosyal destek sağlamak gibi özellikleri olan, farklı adlarla anılan programlar vardır. Kendine yardım –(self help), kendi kendine sigarayı bırakma (self guit), kendine bakma (self care), kendini tedavi etme (self cure), davranış değiştirmek için kendine öğrenme (self instractional behavior change), kendine yardıma yönelik davranış değiştirme (self help behavior change) bu adlandırmalardan verilebilecek örneklerdir.

Bu programlar çoğu kez şu özellikleri taşıyabilmektedir:
1. Sigarayı bırakmaya yönelik olarak hazırlanmış bir rehber kitap ya da bir dizi broşürü sigara bırakmak isteyenlere vermek.
2. Ailenin ya da arkadaşların sosyal desteğini almak için bir sosyal destek rehberi vermek.
3. Kısa süreli telefonla danışma yapmak, ya da bir telefon hattı oluşturmak.
4. Bazı yazılı materyalleri posta ile yollamak.
5. Televizyon programlarını kullanmak.
Program, literatüründeki paralel oranda başarılı görülmektedir. Yapılan çalışmalar, sigara bıraktırma programlarının başarı oranlarının çok yüksek olmadığını göstermektedir.
Sigarayı bırakanlarda ilk günlerde görülen bazı değişiklikler şu şekilde sıralanabilir:
- Öksürük
- Uyumamak
- Uyuklama hissi
- Ağızda yara çıkması
- Baş dönmesi
- Kabızlık
- Göğüste sıkışıklık hissi
- Gerginlik hali
- Dikkatini toplayamama
- Sigara aramak.
Bazı insanlar sigarayı bıraktıktan sonra niçin tekrar içmeye başlarlar. Bunun da kendilerine göre geçerli nedenleri vardır;
1. "Ben zaten sigarayı kesin olarak bırakacağımı söylemedim. Onlar ısrar ettiler de ondan. Aslında benim iradem kuvvetli, istediğim an bırakabilirim."
2. "Ben daha az sigara içiyorum. İçtiğim sigaranın katran miktarı düşük."
3. "Bende irade yok. Sigarayı bırakmam mümkün değil. Denedim olmadı."
4. "Bir defa bıraktım çok kilo aldım."
5. "Ne farkeder ki, eninde sonunda hepimiz o veya bu nedenle öleceğiz."
6. "Sigarayı bırakmak bana zarar veriyor. Sigarayı bırakınca kilo alıyorum, dikkatimi toplayamıyorum, uyuyamıyorum, sinirli oluyorum. Sigaraya başlayınca bunların tümü geçiyor."
7. "Benim kendime güvenim var. İstediğim zaman bırakır, istediğim zaman tekrar başlarım." vb. gibi mazeretler ileri sürerek tekrar sigara içmeye başlamaktadırlar.